f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

İmgeliyorum, Öyleyse Yaratırım…

Yapmayı ya da olmayı seçtiğiniz herhangi bir şeyde çok başarılı olabilir misiniz? Mesela 3000 kişilik bir izleyici kitlesi karşısında akıcı bir şekilde rahatlıkla konuşabilir misiniz? Ya da attığınız her 3 sayılık atış potadan kolaylıkla geçirebilir mi? Mevcut gerçekliklerimiz bazen bu sorulara hayır yanıtı vermeyi düşündürse de bunların hepsini imgeleme diğer bir deyişle imajinasyon sayesinde yapmak mümkündür. İmajinasyon ile olmak istediğiniz kişi olabilir, yapmak istediklerinizi yapabilir, analitik gerçek dünyada ancak hayal olarak kalacağı düşündüğünüz şeyleri kendi gerçekleriniz haline getirebilirsiniz.

 

Sınırsız Güç kitabının yazarı Anthony Robbins bunu “sonuçları önceden deneme” diye adlandırıyor. Gelecekte olmasını istediğiniz şeyleri, sanki şimdi oluyormuş gibi sadece zihninizde canlandırmakla onların olacağına yönelik inançlarınızı pekiştirirsiniz. Ve potansiyelinizin ne kadarına ulaşabileceğinizi belirleyen şey inancınızdır. Şair Virgil’in de dediği gibi, “Yapabilirler, çünkü yapabileceklerini düşünüyorlar.”

 

Küçük bir çocuk kendini bir süper kahraman olarak kolaylıkla hayal ederken ne kadar çok eğlenir, ya da uzaya çıkan bir kaşif, ya da o anda hayal dünyasında olmak istediği herhangi bir şey. Uçabilir, kurşunları tek parmağı ile durdurabilir, denizin çok derinliklerine tek başına dalıp orada yaşayabilir… Sonra bu çocuk büyümeye başlar, gittikçe daha az hayal kurar. Daha da büyüdükçe hayal kurmayı ve hayal kurmanın, kendi içinde sahip olduğu ve gerçek yaşamını etkileyen en güçlü araç olduğunu unutur. Sanki başka bir çocuktan bahseder gibi mi okudunuz bu son birkaç cümleyi, yoksa o çocuk bir zamanlarki siz olabilir mi?

 

Beynin sınırlarını genişletmekle ilgili araştırmalar/çalışmalar yapan “Redesign My Brain” programının yapımcısı Todd Sampson, bir programında şu deneyimi yaşar. Daha önce hayatında hiç dart oynamamıştır ve gözlemciler eşliğinde bu oyundaki isabet oranını ölçer. İlk denemesinde sonuçlar oldukça düşüktür. Sonrasında bir ay süresince her gün 3 dakika boyunca zihninde dart oynadığını ve her atışında tam isabet yaptığını düşünerek zihinsel egzersizler yapar. İşte bu yaptığı imajinasyonu aktif ve bilinçli bir şekilde teknik olarak uygulamaktır. Bir ayın sonunda aynı gözetmenler eşliğinde yeniden isabet oranı ölçüldüğünde aldıkları sonuçlar oldukça şaşırtıcı olur; Sampson %82 oranında isabet sağlamıştır. Özellikle spor alanında olimpiyat sporcuları bunu ciddi bir teknik olarak ele almakta ve fiziksel egzersizlerin yanı sıra zihinsel çalışmalara da ağırlık vermektedirler. Günümüzde imajinasyon, kendini kanıtlamış bir yöntem olarak çıkıyor karşımıza.

 

Bu kadar değerli bir aracın nasıl kullanılması gerektiği de oldukça önemli. Doğru bir yaklaşımla uygun teknikler kullanılarak yapıldığında imgelenen şeyler, gerçekler haline dönüşebiliyor. İmajinasyon algının altı farklı kanalı üzerinden işlem görüyor. Bunlar beş temel duyu ve bir fazlası: görme, işitme, dokunma, koklama, tatma ve “his” olarak tanımlayabileceğimiz içsel duyudur. İmajinasyonu en etkili olacak şekilde kullanmanın temel prensibi şudur; imgeleme yaparken ne kadar çok duyu kanalı bir arada kullanılır ve duyular ne kadar çok canlı olabilirse, çalışmanın gerçeklik üzerindeki etkisi o kadar büyük olur. Daha canlı ve gerçekçi bir imgeleme yapmak için çok ince detaylar, parlak renkler, belirgin sesler, kokular, tatlar hayal edilmelidir. Genelde insanlar ağırlıklı olarak iki ayrı temsil sistemini kullanma eğiliminde olsalar da, bu çalışmada bireyin temsil sisteminin ne olduğu önemli değildir. Mümkün olduğu kadar çok duyu kanalı işin içine katılarak yapılan bir imgeleme çalışması istenen sonuçları elde etmek için önemlidir.

 

İsterseniz hani başta bahsettiğimiz şu 3000 kişilik izleyici kitlesi karşısında konuşma yapacak olanımızdan bir örnekleme yaparak noktalayalım yazımızı. Zihninizde kendinizi bu konuşmayı yaparken hayal etmekle işe başlayabilirsiniz. Uygun bir şekilde giyinmişsinizdir, favori parfümünüzün kokusunu fark edersiniz, özgüveniniz yüksek bir duruş içerisinde, sahneye davet edilişinizi ve alkışları duyarsınız. Konuşma sırasında karşısındaki topluluğun heyecanını ve memnuniyetini hissedersiniz, konuşurken kelimeler ağzınızdan kolaylıkla dökülmektedir, sesiniz hiç bu kadar güvenli çıkmamıştır daha önce, konuşmanın sonunda gelen alkışlarla duyduğunuz heyecandan kalp atışlarınızdaki değişimi gözlemlersiniz. 3000 kişi karşısında konuşmak sizin için doğal ve kolaydır… Bu çalışmayı zihninizde defalarca tekrarladığınızda, o gün gelip sahneye çıkınca bunu daha önceden deneyimlediğinizi fark edersiniz. Bu sahneyi defalarca yaşamışsınızdır ve şimdi aynı başarıyı yeniden göstermek sizin için çok kolay olacaktır!

 

 

Ebru OĞUŞ

Profesyonel Koç, Eğitmen

User registration

You don't have permission to register

Reset Password