f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

Mutlu olmak ya da başarılı olmak işte bütün mesele bu!

 

Spark tek bir özelliği dışında tıpkı diğer kurbağalar gibiydi. Tüm yavru kurbağalar büyüdükçe yeşil kalırken Spark vücudunda küçük ama belirgin bir turuncu nokta ile hayata merhaba demişti. Bu minicik turuncu nokta onu rahatsız edici derecede farklı hissettiriyor, tüm gözlerin üzerinde toplanmasına sebep oluyordu. Daha da ötesi, Spark ne zaman onu mutlu eden bir şey yapsa (ve pozitif sonuçlar elde etse) turuncu noktalara bir yenisi ekleniyordu.

 

Spark bir karar aşamasına gelmişti; ya normal olmaya çalışacak ve böylece daha az dikkat çekecekti ya da onu mutlu eden ve onu daha da turuncu yapan işler yapacak, üretken olacaktı…

 

Siz hangisini tercih ederdiniz?

 

Sadece elinizdekilerle, olması gerekenler diye düşündüğünüz şeylerle yaşamak mı yoksa mutlu olduğunuz şeylerin peşinden gitmek mi?

 

Mutlu ya da mutsuz olmamızın nedenlerini hep kendi dışımızda gerçekleşen olaylardanmış gibi görsek de Harvard Üniversitesi’nden Shawn Achor,’a göre, uzun vadeli mutluluğun %90’ı aslında beynimizin dünyaya bakış açısı tarafından belirleniyor. İş hayatımızda da IQ’muz sadece %25 başarımızı etkiliyor. Geriye kalan %75’lik kısmını ise, olumlu bakabilme, sosyal desteklerimiz ve stresi yönetme şeklimiz belirliyor.

 

Araştırmalar, insanın mutlu olmayı seçebileceğini, mutlu olduğu zaman da başarılı bir hayatı olabileceği yönünde. Achor,’a göre, hayatta başarılı olmak için önce iyimser ve mutlu bir zihin yapısına sahip olmak gerekiyor. Aslında genel kural, mutlu olanlar başarılı oluyor…

 

Bize şimdiye kadar öğretilen “çalış, başar, mutlu ol” formülünün ise geçerli olmadığını, tersine mutluluk konusunda bunun bir yanılgı yarattığını söylüyor. Yani “Mutluluk ve Başarı formünü”nün tersine çevrilmesi gerekiyor. Çünkü, bu konuda iç dünyamız tam tersi şekilde işliyor; birinin pozitiflik seviyesini yükselttiğinizde, o kişi “mutluluk avantajı” dediğimiz tecrübeyi yaşıyor, beyni pozitif durumdayken nötr ya da negatif olduğu zamankinden çok daha iyi çalışıyor. Bunu tıp, pozitif ruh hali içinde iken vücudumuzun salgıladığı dopamin hormonu ile açıklıyor. “Dopamin bir yandan mutluluk verirken, öte yandan da odaklanma ve dikkati arttırarak insanın kavrama yetisini, yaratıcılığını geliştirerek, enerji seviyesini yükseltiyor.

 

Bu durumu hayatımızda her durum için kullanabiliriz. Özellikle bu ayda sınava hazırlanan öğrenciler, iş yerinde çalışanlar, ev kadınları… Önce mutlu olduğun şeyleri keşfedersen zaten ardından açılmasını beklediğin tüm kapılar açılmaya başlıyor.

 

En çok izlenen ilk 20 Ted Talks videosundan biri olan, sürükleyici ve eğlenceli konuşmasında psikolog Shawn Achor aşağıdaki linkten dinlemenizi tavsiye ederim. Gerçekten çok keyifli ve etkileyici…

 

 

https://www.ted.com/talks/shawn_achor_the_happy_secret_to_better_work?language=tr

 

 

 

“Ne kadar başarılı olursam o kadar mutlu olurum.” anlayışını tersine çevirmek… Parola; “Ne kadar mutlu olursam o kadar başarılı olurum”… Böylece hayatımızın kontrolünü elimize almak mümkün. Kısaca toparlamak gerekirse;

 

Hayata nasıl baktığın önemli… Mutluluğun %10’u insanın başına gelenle, %90’ı ise insanın başına gelenleri nasıl yorumladığıyla ilgili. Mutluluk dünyada ne olduğu değil bizim hayata nasıl baktığımızla ilgili bir konudur.

Olumlu bakış açısı… Olumlu düşünce, insanı üretken ve başarılı kılar.

Stresi yönetebilmek… Böylece dayanıklılığı artan insan daha mutlu ve dolayısıyla daha başarılı olur.

Negatiften arınmak… Televizyonda, sosyal mecralarda sürekli kötü ve olumsuz haber izlemek insanın bakış açısını karartır. Dünyayı takip etmek, öğrenmek bununla birlikte diğer taraftan da kötü düşüncelerin bizi ele geçirmesine engel olmak gerekir.

Mutluluğu ertelememek… Hep ileriye ötelemek yerine, şimdide ulaşmaya çalışmak. Mutluluk şimdiki zamanda, içinde yaşanan andadır. Mutlu olmayı tercih etmeliyiz.

Performans hedefler belirlemek… Büyük hedeflere ulaşabilmek için, önce ilk küçük adımı atmasını bilmek gerekir. Büyük yolculuklar küçük adımlarla başlar.

Kafanı kaldırmak, nefes almak… Hiç durmadan, dinlenmeden, hiç eğlenmeden ölümüne çalışanlar, işten başka hiçbir şeye zaman ayırmayanlar mutlu olamazlar. Stresli ve yoğun zamanlarda dostlarla, aileyle daha fazla zaman geçirmek, en zorlu iş koşullarında bile hem mutluluğun hem de başarının temel şartlarından birisidir. İşleri ne kadar çok olursa olsun dostlarına, kendine, hobilerine ve de eğlenceye zaman ayıran insanlar hem daha mutlu hem de daha başarılı olurlar.

İyi alışkanlıklar edinmek… Edinilen keyifli alışkanlıklar zamanla insanın hem mutluluğunu hem de başarısını artırır.

Bilimsel araştırmalar, insanın mutlu olmayı seçebileceğini, mutlu olduğu zaman da başarılı bir hayatı olacağını kanıtlıyor.

 

Peki bunu başarmanın yolları neler? Achor bize “21 Günlük Minnettarlık Listesi” öneriyor.

 

Aslında çok da basit: Kendinize 21 satırlı bir tablo yapın. Günlerin her biri için minnettar olduğunuz 3 şey yazın. Bunu 21 gün için tekrarlayın. Bir ilerleme kaydettiğinizi ve bir şablon oluştuğunu görmeye başladığınızda derhal “Gözlem” bölümüne not düşün. Böylece gün içinde yaşadığınız olumlu şeyleri beyninizde tekrar yaşamış oluyorsunuz ve çalışmayı yaptığınızda iyimserlik dalgaları yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda kendinize ve hayata karşı bir devrim yaratmış oluyorsunuz.

 

Haydi mutlu olmayı keşfetmeye…

 

 

Ceyda Tezel

Aile Danışmanı – Profesyonel Koç

User registration

You don't have permission to register

Reset Password