f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

Odak Noktam

“Ben ve Kendim” başlıklı yazımda odaklanmaktan bahseder gibi olmuş sonrasında ise bir başka yazıya bırakmıştım bu konuyu. Sanırım şimdi o “bir başka” yazıdayız 🙂 Yalnız bu yazının konusu odağımızı korumanın öneminden ziyade, bazen de odak noktamızı değiştiremiyor olmanın getirdiği zorluklar olacak.

 

Genelde odaklanmanın öneminden bahsederiz, gerekirse bazı konsantrasyon teknikleri kullanarak kendimizi bu konuda nasıl geliştirebileceğimizi anlatırız. Bunların hepsi son derece önemli elbette, ister öğrenci olalım ister iş güç sahibi bir yetişkin, her ne ise yaptığımız şey, onu yaparken odağımızı korumamız son derece gerekli.

 

Diğer taraftan bazı durumlarda bakıp da görmediğimiz şeyler var hayatımızda. Tek bir noktaya dikiyoruz gözlerimizi –süper odaklı bir şekilde– ve o noktanın dışında hiçbir şey görüş alanımıza giremiyor.

 

Bilirsiniz tangram oyununu; Çin’de eski tarihlerde ortaya çıkan ve taş, kemik, plastik ya da tahtadan yapılmış 7 geometrik parçayı bir araya getirerek çeşitli şekiller/formlar oluşturmaya dayalı bir zeka oyunudur. Tangram’da elinizde yedi farklı geometrik şekil ve bulmacayı oluşturan tamamlanmış bir şekil/form vardır. Bu yedi parçanın her birini kullanarak şeklin/formun aynısını oluşturmaya çalışırsınız. Bazen kolaydır bunu yapmak, bazen de şekli oluşturmak çok kolay göründüğü halde, bir türlü tam olarak oturmaz, illaki bir kenarda bir köşede fazlalık kalır. Oysa bütün dikkatimizle bakıyor, evirip çeviriyoruzdur parçaları, bir türlü doğru yerlerine oturmuyorlardır!

 

Geçtiğimiz günlerde evime ufak tefek tadilat işleri için bir usta geldi. Elinden hemen her iş gelen ve en önemlisi 30 yıldır bu işi yapan birisiydi gelen. Bir dolabın duvara montajı ile ilgili gereken ara parça taşınırken kaybolduğu için yerine uyabilecek bir parça arıyordu çantasında. Ben de hani serde mühendislik olduğundan herhalde, ustanın başında bakıyorum ne yapıyor 🙂 Usta eline alıyor farklı parçaları o olmaz bu olmaz diye ayırıyor. Ayırdığı parçalardan biri çok uyar gibi gelmesine rağmen, e işi usta bildiğine göre, karışmamaya gayret ediyorum ben de, koçluk tarafım ağır basıyor o esnada. Ama bir yere kadar, dayanamayıp sonunda “usta” dedim “bak sanki bu parça olur gibi?”. Tekrar eline aldı gösterdiğim parçayı ve “yok” dedi “o olmaz!”.  Oysa ben o kadar eminim ki olacağına, sadece montaj her zaman yapılan standart şekli ile değil biraz farklı yapılacak o kadar. Usta ise her zaman yaptığı standart montaja o kadar odaklı bir şekilde arıyor ki yeni parçayı, başka bir alternatif olacağını fark etmiyor bile. Bu defa parçayı ben aldım ve dolabın arkasına yerleştirerek, “usta bak sanki buraya bu şekilde koyulursa olur gibi, sen ne dersin?” diyerek bir kez daha sordum. “Evet ya” dedi usta, “ben hiç o şekilde yapmadım bu işi ama olur herhalde!” Sonuç sağlamca monte edilen dolabım oldu.

 

Peki, usta o parçayı neden eledi ilk etapta? Sanırım nedeni odağını ya da diğer bir deyişle bakış açısını değiştirmiyor oluşuydu. Bazen bazı şeyleri o kadar iyi biliriz ki onun dışında farklı alternatifler olduğunu düşünmez, hatta gözümüzün önündeki şeyleri de bir türlü göremeyiz. Oysa bilsek ki yaşam bir alternatifler, sonsuz seçenekler bütünüdür, belki hayat bizim için biraz daha kolaylaşır o zaman.

 

eo_yTangrama dönersek, şimdi size meydan okuyorum, resimdeki Eiffel kulesini tangram kartları ile yapabilir misiniz? Evet haklısınız, 7 kartla yapmak zor olabilir, ipucu verelim o halde; internet üzerinden bulup çıktı alarak kullanabileceğiniz 4 set kağıt tangram kullanabilirsiniz. Bakalım işiniz ne kadar kolaylaşacak?

 

Şimdiden kolay gelsin!

 

Ebru OĞUŞ

Profesyonel Koç, Eğitmen

User registration

You don't have permission to register

Reset Password