f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

Yoga Matında Örülen Kozalar

 

Yogaya ilk başladığım yıllarda, sonradan kendisinden ayurveda temel eğitimi de aldığım Ferhan hocam şöyle bir ifade kullanmıştı; “Ayurveda yaşama dairdir, yaşam bilimidir. Yoga ise ölüm bilimidir, ‘nasıl yok olursun’a dairdir, hiçlik, yokluk halidir.” Oldukça tuhaf gelmişti o zaman bu bana, yogayı ölüm bilimi olarak tanımlamak. Üzerinden yıllar geçti ve daha yeni yeni bazı şeyler netleşiyor ve şimdilerde şunu anlıyorum, hocamın bahsettiği ölüm, benim bildiğim ölüm değildi… Aslında bir yeniden doğuş halinden bahsediyordu sanırım ve her yeniden doğuş öncesinde bir ölüm hali gerekmekte.

 

Daha önce hiç yoga yaptınız mı bilmiyorum, eğer gerçekten yogayı felsefesi ile uygulayan bir yerde yoga deneyimlediyseniz, asanalar (bedensel yoga pozlarıduruşları), nefes, meditasyon bu deneyiminizin birer parçası olmuştur mutlaka. Her yoga çalışmasının son asanası “Şavasana”dır. Görünürde en basit asanadır, hareketsiz beden duruşudur; sırt üstü yere uzanırsın, avuç içleri yukarı bakacak şekilde kollar bedenin iki yanında. Gözlerini kapatır bedenini rahatlatırsın. Her yoga serisinden sonra uygulanan ve ‘derin gevşeme’ adı da verilen bu bölüm görünüşte kısa bir uykuyu andırabilir, ancak aslında uyanık ama tamamıyla rahatlamayı, hem bedende hem de zihinde gevşeme haline ulaşmayı amaçlayan tamamen bilinçli bir pozdur.

 

Bilmeyenler için paylaşmak isterim; şavasananın kelime anlamı ‘ceset pozu’dur. Eskiden bunun hareketsiz olarak uzanmakla ilgili olduğunu düşünürdüm, oysa çok yenilerde bir dostum sayesinde öğrendim ki aslında bundan çok çok daha derin bir anlama sahip ceset pozu.

 

Yoga matının üzerine çıktığın andan itibaren sadece kendin varsındır orada ve her bir asana yaşamının bir parçasını temsil eder. Dik durursun, ayağını yere sağlam basarsın, köklenirsin, güçlenirsin, uzarsın göğe doğru, açılırsın, bazen de eğilirsin –bir boyun eğiş değildir bu eğilme; tevekküldür, kabuldür–, bazen açarsın göğsünü yaşamı kucaklarsın, kalbine doldurursun, bazen bakış açını değiştirirsin ve savaşırsın bazen de –bu savaş dışarısıyla değildir, içindir savaş alanı– ve öğrenirsin… Ve en son ölürsün, yeniden doğmak için.

 

Her yoga dersi bir yaşam, kelebek olmak için kozasını ören bir tırtılın yaşamı gibi. Tırtıl kozasını örmeyi tamamladığında artık onun içinde tamamen hareketsiz kalır ve burada başlar değişim, bir kelebek olarak yeniden döner yaşama.

 

Şavasana’da değişim başlar, yapman gereken her şeyi yapmışsındır, elinden gelenin en iyisini… Artık yalnızca sessiz kalman gerekir, tamamen hareketsiz, yeniden doğmak için beklersin. Ve o matın üzerinden kalkan sen, gelen sen ile aynı değildir artık. Belki ilk deneyimde fark etmezsin bunu, belki bir sonrakinde de. Ama devam edersen eğer sen de matının üzerinde kozanı örmeye, fark edersin bir gün ve işte o gün, yeniden doğmuş olursun, yaşam senin için yeniden başlar.

 

Burada yazılı birkaç cümle kadar kolay değil elbette bunu deneyimlemek. Belki sizi şaşırtacak ama ‘şavasana’ yapılması en zor yoga pozu olarak kabul edilir! Gevşemek göründüğünden daha zor, ‘evet şimdi sıra tamamen gevşemede ve rahatlamada, hazırım, gevşiyorum, gevşedim’ demekle olmuyor. Bedenin ve zihnin hemen sana meydan okumaya başlıyor. Bedensel bir rahatsızlık, bir kaşınma, bir irkilme, üşüme vs. seni meşgul edebiliyor, ya da dersten sonra yapman gereken işler güçler… Ve sonra ne zaman yoga çalışman boyunca ördüğün kozanın içerisinde –aynı bir tırtıl gibi– tamamen sessiz kalabiliyorsun, işte o zaman yaşamında değişime hoş geldin diyebilirsin…

 

Siz hiç yoga yapmış mıydınız Yapmak ister misiniz Yeniden doğmayı deneyimlemek için ölüm bilimini deneyimlemek ister misiniz

 

 

Ebru Oğuş

Profesyonel Koç, Eğitmen

User registration

You don't have permission to register

Reset Password