f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

Bazen Yalnızca Gülümse

Haftanın birkaç günü katıldığım yoga derslerimde, her yoga eğitmeninden farklı bir şeyler öğrenip yaşamıma katarken, derslerini takip ettiğim Taylan hoca her çalışmayı şunun benzeri bir cümle ile tamamlıyor; “… Olana ya da olmayana, gelene ya da gelmeyene, verilene ya da verilmeyen her şeye teşekkür et, şükret. Hatırla, olan her şeyin bir sebebi var aslında. Ve olan her ne ise yalnızca senin ya da benim başıma gelmiyor, her an her yerde olmakta, yaşanmakta. İşte bu yüzden gülümse, tüm hücrelerinle, ruhunla, bedeninle, o güzel kalbinle gülümse…”

 

O kadar basit gibi duran bu kelimeler bir araya geldiğinde kazandıkları anlamın ne kadar değerli olduğu konusunda benimle hemfikir misiniz? Sürekli bir şekilde başımıza gelen onlarca yüzlerce olay, durum yaşıyoruz. Bunlardan bazıları yüzümüzü gülümsetirken bazen de kendimizi sanki bir daha içinden hiçbir zaman çıkamayacağımızı sandığımız girdaplarda buluveriyoruz. “Bu neden benim başıma geldi”, “Ben ne kadar şanssızım!”.

 

Böyle anlarda gelmiyor aklımıza, kendimize “bu yalnızca benim başıma mı geliyor?” diye sormak. Sorabilsek eğer bir şekilde ve yanıtlamak için de biraz çaba göstersek, göreceğiz ki biz benzer bir olayı yaşayan ne ilk kişiyiz ne de sonuncusu olacağız. Peki, benzer deneyimler yaşayan başka insanlar ne yapıyor? Herkes kendini o girdabın içerisinde mi buluveriyor hemen? Yoksa aynı deneyimi farklı davranışlarla karşılayanlar var mı? Yazar Charles R. Swindoll diyor ki “Yaşam %10 başımıza gelenler, %90 ise bizim bunlara karşı verdiğimiz tepkilerden oluşur”. İşte benzer deneyimlerden farklı sonuçlar elde etmek bununla ilgili, nasıl tepkiler veriyoruz? İsyan mı ediyoruz yoksa kabul mü?

 

İsyan etmek oldukça kolay, hatta kalıplaşmış bir davranış şekli. Biri bana kötü bir söz söyledi, isyan ederim; trafikte arkadan gelen araç durduğumu görmedi ve arabama çarptı, isyan ederim; tuttuğum takım maçı kaybetti, isyan ederim; başıma kötü bir olay geldi, isyan ederim; belki çok daha kötüsü olur ve ben hep isyan ederim. Önemli bir soru sormak istiyorum, önce kendime, sonra size; isyan edince sonuçları hemen lehime çevirebiliyor muyum?

 

Diğer taraftan, kolay mı hemen her şeyi kabullenebilmek? Arabamı daha yeni almıştım, biri geldi çarptı… Çok iyi bir işim var, güzel bir kazancım ve kendime kurduğum düzenli bir hayat ve ekonomik koşullar neticesinde beklemediğim bir anda işsiz kaldım… Bir mülakata gireceğim ve çok başarılı olacağımdan hiç kuşkum yok ve mülakat günü yataktan çıkamayacak kadar hastayım… Ya da belki bunlardan çok daha kötüleri… Tüm bu durumlarda aklıma gelir mi hemen ‘böyle bir olay başına gelen ilk ya da son kişi ben miyim’ diye sormak?

 

Aslında bir seviyede hepimiz biliyoruz bu dünyada inişler ve çıkışlar yaşayan ilk ya da son insan olmadığımızı. Ancak bunu biliyor olmak yetmiyor bazen, bildiğimizi bilinçli farkındalığımıza da taşımamız gerekiyor. Bunu nasıl yapacağımıza gelince de oldukça uzun bir yol demek yanlış olmaz. Önemli olan bu yolculuğa çıkmaya karar vermek sanırım. Bir kere çıkıldı mı yola, bazı günler bir arpa boyu bazı günler de kilometrelerce yol gider insan. Ve yüzündeki gülümseme her geçen gün biraz daha çoğalır. Bu sanki her şeyin yolunda olduğuna dair bir mutluluk gülümsemesi değil de, olan her şeyin olması gerektiği gibi olduğunun kanaatinde bir tevekkül gülümsemesi olacaktır. Ya da en azından benim aradığım böyle bir gülümseyiş.

 

Dilerim 2017’de bir tevekkül gülümseyişi ile tanışma fırsatı buluruz…

 

 

 

 

Ebru Oğuş, PCC

Profesyonel Koç, Eğitmen

User registration

You don't have permission to register

Reset Password