f

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore. Excepteur sint lorem cupidatat.

You may like:

Program Eğitmeni

Ceyda TEZEL
MCC Eğitmen

Sertifika

 

“Değişim sen karar verdiğinde başlar!” 

Beş Bölümde Yaşam Öyküm

Caddede yürüyordum.

Yolun ortasında derin bir çukur varmış.

İçine düştüm.

Kayboluverdim… Umutsuzum.

Ama bu benim hatam değil.

Buradan çıkacak bir yol bulmam sonsuza dek sürdü.

Aynı caddede yeniden yürümeye başladım.

Yolun kenarında derin bir çukur varmış.

Sanırım onu görmedim.

Ve yeniden içine düştüm.

İnanamıyorum! Gene aynı yerdeyim.

Ama bu benim hatam değil.

Çukurdan çıkacak bir yol bulmam uzun bir zamanımı aldı.

Aynı caddede yürümeye başladım.

Yolun kenarında derin bir çukur vardı.

Bu kez onu gördüm.

Ama gene içine düştüm…

Benimki bir alışkanlık.

Gözlerim faltaşı gibi açık.

Nerede olduğumu biliyorum.

Bu benim hatam.

Bu kez hemen dışarı çıktım.

Aynı caddede yürümeye başladım.

Yolun kenarında derin bir çukur vardı.

Çevresinden dolandım.

Ve başka bir caddede yürümeye başladım.

Metaforlar yaşamı daha kolay anlamamızı sağlayan benzetmeler. Yaşam bir yolculuk demek bir metaforsa, bu yolculuk nasıl tanımlanabilir? Bizi büyüleyici yollardan geçirerek varış noktamıza taşıyan bir yolculuk… Belki bilinmeyen derinliklerde zaman zaman güneşli,  bazen de fırtınalı havalarda sığınacak limanlar aradığımız bir deniz yolculuğu… Belki de tırmanırken bizi oldukça zorlayan her an düşeceğimiz korkusuyla güçlükle, yine de her şeye rağmen cesaretle devam ettiğimiz bir zirve tırmanışı…

 

Şair Portia Nelson da “Beş Bölümde Yaşam Öyküm” adlı şiirinde yaşamı üzerinde yol aldığı bir cadde metaforuyla anlatıyor. “Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı”nda karşıma çıkan bu harikulade şiir yaşamı öyle güzel ifade ediyor ki benim için… Sizinle de paylaşmak istedim…

 

İlk bölümde caddede yürürken farkında bile olmadığım bir çukura düşüveririm bazen. Elbet bu çukura düşmek asla benim hatam değildir. Çukur oradadır ve ben habersizce düşmüşümdür… Sanki sonsuza dek uğraşırım oradan çıkmak için. Çıktıktan sonra aldığım yaraların iyileşmesi zaman alır, bazen çok uzun bir zaman… Ve hayat akışına, ben de yürümeye devam ederim caddede… Bu düşüş bana bir şeyler öğretmiş olabilir mi?

 

Sonra bir gün –ikinci bölümde– kendimi yeniden tam olarak aynı çukurun içinde buluveririm! Aynı şeyin başıma ikinci defa geldiğine inanmak zor! Neden hep beni bulur bunlar? Neden herkes bana aynı şeyi yapıyor? Sorular çukurdan çıkmamı kolaylaştırmaz, yine çok çaba sarf ederim çıkmak için… Yaşam ne kadar zor… Sonra yine hayat akışına, ben de yürümeye devam ederim caddede. Bu defa öğrenmiş miyimdir acaba bir şeyler?

 

Üçüncü bölüm önemli, bir uyanış var. Yine aynı çukurdayım, yine düştüm… Yalnız bu defa farklı olan bir şey var, artık neden o çukurun dibinde olduğumu biliyorum, sorumluluk üstlenmeye hazırım. Aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç beklenmeyeceğini anlamaya başlıyorum. “Benim hatam” diyebildiğimde, eskisi gibi zor değil çıkmak çukurdan. Cadde aynı, çukur aynı ama artık ben farklıyım…

 

Ve ben değişince, yaşamımda yeni bir perde açabileceğimi öğreniyorum yavaş yavaş. Sorumluluğun getirdiği farkındalık sayesinde çukurları önceden fark edebiliyorum şimdi. Benim verdiğim tepkiler değişince olayların akışı da değişiyor kendiliğinden. Çukur yine orada, ama ben düşmüyorum artık. Aklen, kalben ve ruhen büyüyorum…

 

Ve artık yeni bir caddede yürüyorum, yeni bir hayat, yine öğrenecek çok şeyimin olduğu ama artık aynı çukura bir daha düşmeyeceğimi bildiğim… Öğrendiğim her çukur beni ben olmaya bir adım daha yaklaştırıyor. Bütünün içindeki ben olduğumu anlamaya…

 

 

 

Ebru Oğuş, PCC

Profesyonel Koç, Eğitmen

User registration

You don't have permission to register

Reset Password