Mindfullness
Son günlerde sıklıkla duymaya başladığımız bir kelime, Minfulness. Kelimenin tam olarak Türkçe karşılığı yok bildiğim kadarıyla, daha önce yaptığım bir röportajında sevgili Dost Can Deniz ‘anda farkındalık’ ya da ‘farkındalıkla dolu olmak’ denilebilir demişti. Farkındalığı tüm yaşamına yaymak ile ilgili bu kavram. Her ne yapıyorsan farkındalıkla yapıyor olmak. Farkındalıkla yürümek, farkındalıkla yemek yapmak, farkındalıkla nefes alıp vermek… An’da kalmak deniyor ya, an’ın farkında olmak… Kendini ve çevreni olduğu haliyle görebilmek, yorumlamadan, yargılamadan daha doğrusu hiçbir şey yapmadan sadece tanık olarak izlemek…
Mindfulness ile ilgili biraz baktığınızda karşınıza çok güzel bir isim çıkıyor: Thích Nhất Hạnh.
Thích Nhất Hạnh Vietnam’lı bir Zen Budist rahip, bir meditasyon ustası, şair, barış aktivisti ve bir çok kitabın yazarı. Ona, usta, öğretmen anlamına gelen ‘Thầy’ adı ile hitap ediyor çevresindekiler. Büyük bir usta, büyük bir öğretmen… Öğretilerini anlatarak ve yazarak cömertçe paylaşıyor. Son günlerde youtube üzerinden konuşmalarını dinliyorum. Müthiş bir kaynak ve her isteyenin erişimine açık, üstelik sadece zaman yatırımı gerektiriyor…
‘The Art of Mindful Living’ – Farkındalıkla Yaşama Sanatı olarak çevrilebilir – adlı konuşmasından kısacık bir bölümü burada paylaşmak istiyorum sizinle.
Bu konuşma, Mindfulness’ın ne olduğunu anlamak için çok değerli bir kaynak. Peki, sadece anladığımızda mindfulness hayatımıza girmiş oluyor mu? Yanıtı tahmin edebilirsiniz. Anlamak bu konuda bir farkındalık oluşturuyor, evet ve bu farkındalık değerli bir çalışma için önümüze açılan ilk kapı oluyor. Eğer o kapıdan geçmeye karar verirseniz sizi çok kolay ve bir o kadar zor bir çalışma bekliyor. Tek yapmanız gereken farkında olmak ve farkında kalmak, çok kolay ve çok zor… Her gün belki birkaç dakika ile başlayacak bir çalışma ve yıllarca sürecek bir çalışma…
Thầy diyor ki;
“Nefes aldığını ve nefes verdiğini fark et. Bunu yaptığında harika bir şey oluyor, düşünmeyi bırakıyorsun ve tek başına bu bile bir mucize. Çünkü günlük yaşamında çok fazla düşünüyor ve bunu yaptığın için de gerçek kendin olamıyorsun. Bedenin burada oluyor ancak zihnin bir başka yerde, geçmişte, gelecekte… Ve ne zaman nefes alıp nefes vermeye başladığında, nefes aldığının ve verdiğinin farkında olduğunda, düşünmeyi bırakıp zihnin de bedeninin olduğu yerde olabiliyor. İşte o zaman gerçek kendin olmaya başlıyorsun. Gerçekte kendin olmadığında görüşün azalır, net göremezsin ve yaşamında her şeyi kaçırırsın. Bir anne düşün, çocuğu yanında oyun oynayan. Annenin bedeni orada ancak zihni uzaklarda… Çocuğu ondan ilgi bekliyor, dikkatini çekmek istiyor ancak başarılı olamıyor. Çünkü annesi gerçekten orada değil, ulaşılabilir değil. Ve bu sıklıkla oluyor.
Farkındalıkla nefesler alıp vererek, nefes alıp nefes vererek kendin olduğunda, yaşam dolarsın, anda olursun. İşte buna “Mindfulness” deniyor. Mindfulness ne olup bittiğinin farkında olmaktır. Çocuk ilgi isteyerek geldiğinde, annesi gerçekten oradaysa ona gülümser, onu kollarına alır, sarılır. Bunun temel koşulu ‘orada olman’dır. Nefes almak ve nefes vermek gerçekten orada olmaktır, ulaşılabilir olmaktır… Sevdiklerin sana ulaşabilir. Ve aynı zamanda yaşamı karşılamaya hazır olursun. Çünkü yaşam ancak an’da bulunabilir.”
Eğer konu ilginizi biraz olsun çektiyse, kesinlikle okumanız gereken bir kitap ‘Farkındalığın Mucizesi – The Miracle of Mindfulness’. Son derece kolay anlaşılır bir şekilde, çok basit egzersizler vererek farkındalıkla dolu olmanın nasıl olabileceğini anlatıyor Thích Nhất Hạnh, Thầy.
Hani tek gereken zaman yatırımı demiştim ya, Thầy’a zamanınızı yatırmaya değer mi? Bir deneyin ve sonra karar verin değerine. Kendi değeriniz nedir? Siz buna değer misiniz?
Ebru Oğuş, PCC
Profesyonel Koç, Eğitmen